10 Aralık 2016 Cumartesi

Monopoly

"Cristiano'nun Manchester'a gitmesindeki en buyuk etmen Alex Ferguson'un verdigi sozdu. Ona her mac en az 45 dakika sans verecegini soyleyince, Cristiano icin en iyi tercihin Manchester oldugunu anladim." 

Bu sozleri Cristiano'nun "benim icin bir baba gibi" dedigi menajeri Jorge Mendes soylemisti. Yaptigi tercihin ne derece onemli ve dogru oldugunu bugun daha iyi gorebiliyoruz. Dunyanin gelmis gecmis en buyuk bir kac oyuncusundan biri oldugu artik tartisilmayan Ronaldo sadece cok calismasi ve yetenegiyle degil; yaptigi tercihlerle de bugunku yerini aldi. 



Transfer piyasasinda donen paralar, cevirilen "isler" zaman zaman gun yuzune cikip tartisilsa da iyi bir futbolcu olmak yetmeyebiliyor Ronaldo orneginde goruldugu gibi. O gun Cristiano Manchester yerine kirmizi siyah forma icin Milano'ya gitmis olsaydi bugun her sey cok daha farkli ve hatta cok daha az parlak olabilirdi. Zira AC Milan da Sporting'e ciddi bir teklifle gelmisti o donemde.

Peki menajerlerin bu islerden cikari ne? 

Guclu baglantilar sayesinde cok dillendirilmese de, teknik direktorler ve menajerler arasindaki "organik olmayan" iliskiler sayesinde parlatilan futbolcular, sisirilmis bonservisler ve sonuc olarak da bu bonservislerden gelen pay...

Gectigimiz yillarda en cok konusulan konu Neymar'in transferindeki usulsuzluklerdi. Belgelenen ucretler 80 milyon Euro civarinda olsa da, donen paranin gercekte cok daha fazla oldugu; Neymar'in babasinin bu isten cok daha fazla kazandigi gunlerce konusuldu. Sonuc olarak bu transferden Neymar'in menajeri -yani babasi- ne kadar kazandi hala belli degil. 

Menajerlerden bahsedildiginde Mino Raiola'yi anmamak olmaz. Sadece bu yil 2 oyuncusu dunya transfer piyasasini salladi. Zlatan Ibrahimovic son buyuk kontratini yaparken, Paul Pogba ise tum zamanlarin en pahali futbolcusu olma unvanina sahip oldu. Tam 120 milyon Euro'luk bir transferden bahsedildiginde dogal olarak menajerin de kazanci da merak konusu oluyor. 

24 milyon Euro...



Raiola, Pogba'nin transferinden tami tamina 24 milyon Euro kazanmis oldu. Ustelik ne hikmetse ayni takima Henrikh Mkhitaryan da 40 milyon Euro'ya gideli cok olmadan... Yani gorunen o ki transferlerin sadece sportif dusunceler ve baglantilar ile yapildigini soylemek guc.

Bu arada gectigimiz yillarda evlenen Mendes'e "manevi oglu" Cristiano'nun dugun hediyesi olarak bir Yunan adasi aldigini da not duselim.

8 Aralık 2016 Perşembe

Bayrak Adamlar...


Maradona, Buffon, Eusebio, Tony Adams, Giggs, Gattuso, Maldini, Gerrard, Totti, Pirlo, Weah. Hepsi de futbol tarihine damgalarını vurmuş hatta bir kısmı tarihi yazmaya da devam eden, futbol denince akla ilk gelecek futbolculardan bir kaçı. Bu yıldızları diğer isimlerden ayıran bir özellik onlara daha çok saygı duymamıza yol açıyor.

Son dönemde futbolu ağına düşürmüş Arap sermayesinin de kaçınılmaz sonucu olarak karşımıza çıkan "en iyiler en güçlüde oynar" -güçlü anlayışı artık zengin anlamına gelmeye başladı- algısından kaçmayı başarmış futbolcuların birkaçından, daha yüksek paralar kazanmayı yeri geldiğinde reddetmiş futbol sevdasını ve oynadığı takıma olan saygısını maddi değerlere değişmemiş isimlerden bahsediyoruz.

Kolay değil bir takımın sembolü olmak, giydiği numarayı müzeye kaldırtmak, tribünde ismine özel bölüm ayırtmak. İşin içine endüstriyel futbol girince sembol olmanın vefanın anlamı da kalmamaya başlıyor. Futbolcu olarak da bu yeni dünyaya direnmek çok kolay değil belki. Çünkü ayrılmak istemeseniz bile klübünüz 100 milyon euro rakamını görünce sembolünü de gözden çıkarabiliyor doğal olarak.

Günün futbolu bu hale gelince;
Neymar, Messi, Suarez vs. C.Ronaldo, Bale, Benzema oluyor,
Aguero, De Bruyne, Sterling vs. Hazard, Courtois, David Luiz oluyor,
Lewandowski, Neuer, Müller, Robben, Ribery vs. rakip bulunamıyor,
Higuain, Buffon, Dybala, Khedira vs. rakip bulunamıyor.

Futboldan maddi beklentisi olmayan, futbol bir aşk'tır diyen - Halit Kıvanç'ı da anmış olalım- istisnasız herkes Higuain'in Napoli'de sembolleşip bir adım öteye götürmesini, Bale'ın Tothenham'ı başarılara sürüklemesini isterdi mutlaka ancak paranın yine galip gelmesine şaşırmamak lazım.


Gerrard'ın da futbol hayatına veda etmesiyle bu uğurda tek tabanca kalan Buffon'u, Totti'yi son sembol olarak izlemeye devam edeceğiz. Gün gelip bu tip isimler de veda ettiğinde "money talks" hükümdarlığındaki dünya futbolunu izlemeye mahkum kalacağız...