21 Kasım 2016 Pazartesi

Atina Hatırası

Olağanüstü güzellikteki AcropolisZeus TapınağıPire Limanı ya da Plaka bölgesindeki tavernalarda içilen uzolar. Atina deyince birçok kişinin ilk aklına gelenler bunlar olsa da 90'lı yılların başında çocukluğunu futbol tutkunu olarak geçirenler için durum biraz farklı. Onlar için Atina'nın çağrıştırdığı çok farklı bir şey var: Avrupa futbolunun iki devi AC Milan ve Barcelona'yı karşı karşıya getiren 1993-1994 sezonunun Şampiyonlar Ligi finali.


O dönem Şampiyonlar Ligi'nin grup aşaması sadece 8 takımdan oluşuyordu ve ligin adının hakkını verircesine sadece ülke şampiyonları bu organizasyonda yer alabiliyordu. Türkiye adına da Galatasaray Premier Lig şampiyonu Manchester United eleyip büyük bir başarıya imza atarak 4'er takımlı 2 grubun yer aldığı grup aşamasına kalmayı başarmıştı. Galatasaray, ilk kez katıldığı Şampiyonlar Ligi'nde grup maçlarını galibiyet alamadan 2 puanla tamamlarken, Galatasaray'ın grubundan Barcelona ve Monaco adlarını yarı finale yazdırıyordu. Diğer grupta ise Werder Bremen ve Anderlecht'i geride bırakan Milan ve Porto aynı başarıya imza atıyordu. Yarı final maçları sonunda gruplarını lider tamamlayan Milan ve Barcelona final için Atina'nın yolunu tutacak takımlar olmuştu.

2 yıl önce Wembley'de Sampdoria'yı yenerek Kupa 1'deki ilk şampiyonluğunu kazanan Cruyff'un Barcelona'sı KoemanGuardiolaRomario ve Stoichkov gibi yıldızlara sahipti. 1 yıl önce finalde Marsilya'ya kaybeden Milan'da ise MaldiniBobanDesaillySavicevic ve Massaro  isimleri ön plana çıkıyordu. Bu isimlerden bazıları 1 ay sonra ABD'de düzenlenecek Dünya Kupası'na da damga vurmayı başaracaklardı.


Bu dev finale ev sahipliği yapan Atina Olimpiyat Stadyumu dışa doğru büyüyen halkalar şeklinde kesilmiş çimleri ile hafızalarda yer etmişti. Maçı Türkiye'de TRT'den izleyenler için unutulmayan bir başka detay ise sesin görüntüden önce gelmesinin ne kadar sinir bozucu bir durum olduğu idi. 4 golde de golün heyecanını yaşayamadan gol olduğunu öğrenmek durumunda kalmıştı izleyenler. Yine o dönem çocuk olan, belki de ilk kez bir Şampiyonlar Ligi finali izleyenler için, Milan teknik direktörü Fabio Capello'nun takımının attığı gollerde ellerini ceplerinden çıkarmadan artistik bir tavırla sevinmesi ilgi çekici bir ayrıntı olarak hafızalardaki yerini almıştı. Tüm bunların içerisinde en unutulmaz olan ise Milan'ın Yugoslav yıldızı Savicevic'in attığı, Barcelona kalecisi Zubizarreta'yı çaresiz bırakan muhteşem goldü.

Son düdük geldiğinde hem Milan hem de 4-0 yenilmiş olmasına rağmen Barcelona gönüllerde ayrı bir yer edinmişti. 4-0'lık skoru ile bu maç, 1992-1993 sezonundan bu yana uygulanan Şampiyonlar Ligi formatındaki en farklı skorla biten final maçı olma ünvanını halen sürdürüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder