19 Kasım 2016 Cumartesi

Bir Rüyanın Başlangıcı...

Geriye dönüp futbol tarihinin tozlu sayfalarını açtığımızda dünya futbolu için atılmış en önemli adımın 1930 yılında hayata geçtiğini görürüz. O yıla kadar ulusal seviyede dünya futbolunun en büyüğü diğer takım sporlarında da olduğu gibi olimpiyat oyunlarında belli oluyordu. Ancak Jules Rimet önderliğinde hayata geçen Dünya Kupası fikri o yıldan itibaren dünya futbolunu bambaşka bir yere taşıyacaktı.
1930 yılındaki ilk dünya kupasının ev sahipliği görevi, o yıllarda dünya futboluna damga vuran, son iki olimpiyatı şampiyon olarak tamamlamış Uruguay‘a düştü. Bağımsızlığının yüzüncü yılını kutlayan Uruguay, buradan yola çıkarak turnuva için yaptırdığı stadyuma da Centenario (yüzyıl) adını verdi.
1930-world-cup-stadium
Bu turnuva, katılım için eleme maçı oynamaya gerek olmayan tek dünya kupasıydı. Zira takımları rakiplerinden çok ulaşım ve konaklama masrafları eliyordu. Dönemin şartlarında özellikle Avrupa takımları için kupaya katılabilmenin ne kadar zor olduğunu anlamak için Yugoslavya‘nın kupaya katılma hikayesini anlatan Sırp yönetmen Dragan Bjelogrlic’in “Montevideo:Taste of a Dream” filmini izlemek gerekli belki de.
montevideo-bog-te-video
1930 dünya kupası, tüm maçların aynı şehirde (Montevideo) oynandığı tek dünya kupasıydı. İlk dünya kupası olduğu için haliyle bir çok ilk de bu kupada gerçekleşti. Kupa tarihinin ilk golü, ülkesinin Meksika’yı 4-1 yendiği maçta Fransız Lucien Laurent’den geldi.
Sarı ve kırmızı kart 40 yıl sonra uygulamaya koyulacaktı ancak o yıllarda da hakemler futbolcuları oyundan atabiliyorlardı. Peru’lu Placindo Galindo da Romanya maçında kupa tarihinin oyundan atılan ilk futbolcusu oldu. Kupa tarihindeki ilk penaltı golünü ise Meksika’lı Manuel Rosas, Arjantin kalecisi Angelo Bossio’ya attı.
İlklere dair en ilginç hikaye ise bir ABD’liye aitti. Bert Patenaude, ABD’nin Paraguay’ı yendiği maçta kupa tarihinin ilk hat-trickini yaptı ancak bu unvanı alması 76 yıl sürdü. 2006’ya kadar FIFA ilk hat trick olarak Patenaude’den 2 gün sonra hat trick yapan Arjantin’li Guillermo Stabile’nin hat trickini kabul ediyordu. Bunun nedeni Patenaude’ın gollerinden birinin takım arkadaşı Tom Florie’ye yazılmasıydı, ancak FIFA Patenaude’nin ölümünden tam 32 yıl sonra, 2006 yılında, bu golün Patenaude’a ait olduğunu kabul etti.
Bazı aksaklıklar da yaşanmadi değil tabii. İlk grupta Arjantin’in Fransa’yı 1-0 yendiği maçı, hakem Almeida Rego yanlışlıkla erken bitirdi. Fransız oyuncuların itirazları üzerine Arjantinli oyuncular duştan gelip kalan 6 dakikayı oynadı ancak skor değişmedi. Yine bu gruptaki Arjantin Şili maçı turnuva tarihinin en genç 2 teknik direktörü olan 27 yaşındaki Juan Jose Tramutola ile 29 yaşındaki Gyorgi Orth’i karşı karşıya getirdi. Şili’yi de 3-1 yenen Arjantin grubu lider tamamlayıp, yarı finale çıkmayı başardı.
Ev sahibi Uruguay’ın grubunda oynanan ve yalnızca 300 kişinin izlediği Romanya Peru maçı ise dünya kupaları tarihinin en az seyircili maçı olarak kayıtlara geçti. Hem Romanya’yı hem de Peru’yu yenen ev sahibi Uruguay grubu lider tamamladı ve yarı finalist oldu.
1nasazzi
Yarı finallerde Arjantin ABD’yi Uruguay da Yugoslavya’yı aynı skorla 6-1 yenerek finale çıktı. Final 2 yıl önceki olimpiyat finalinin rövanşı olacaktı. Maçta iki takım da kendi toplarının kullanılmasını istedi. Arjantin, kendi topuyla oynanan ilk yarıyı 2-1 önde tamamladı, Arjantin’in 2. golünü kaydeden Guillermo Stabile, turnuvayı da 8 golle gol kralı olarak tamamlayacaktı. Uruguay’ın topuyla oynanan ikinci yarıda ise ev sahibi takım 3 gol atarak maçı 4-2 kazandı ve Fransız heykeltraş Abel Lafleur tarafından tasarlanan kupayı müzesine götüren ilk takım oldu. Bu büyük başarının ardından, final maçının ertesi günü olan 31 Temmuz Uruguay’da resmi tatil ilan edilecekti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder